Kadın Liderliği ve Girişimciliği Toplumun İhtiyacıdır.
Son yıllarda kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması, özellikle girişimcilik alanındaki başarılarıyla dikkat çekiyor. Kadın girişimciler, hem ailesinin ekonomik bütçesine katkı sağlıyor hem toplumun ekonomik kalkınmasını sağlıyor hem de toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda önemli adımlar atarak, yüzyıllardan beri mücadele veren kadın hakları savunucularının davasını ayakta tutuyor. Ancak, kadınların iş dünyasında karşılaştığı engeller hala çok büyük. Toplumun her alanında olduğu gibi, liderlik pozisyonundaki kadın sayısı, erkek sayısına kıyasla çok düşük. Bu durum, sadece toplumsal yapımızın erkek egemen düşünce sistemine bağlı olmasından değil, aynı zamanda iş dünyasında kaybedilen bir potansiyelin de yansımasıdır. Girişimci ve emekçi kadının önünde bir çok engel vardır. Bu engeller yalnızca bireysel değil, toplumsal ve yapısal nitelikler taşır.
İş kurmak isteyen kadınlarımızın bir çoğu, iş kurma sürecinde karşılaştığı finansman zorlukları, erkeklere göre daha dar iş ağları ve toplumsal cinsiyet stereotipleri ile mücadele etmek zorunda kalıyor. Üzülerek söylüyorum ki; çoğu zaman, kadınlarımız girişimcilik potansiyellerini geliştirebilecek kaynaklara ve desteğe ulaşamıyorlar. Özellikle erken aşama finansmanı sağlamakta zorlanan kadın girişimciler, işlerini büyütme noktasında büyük zorluklarla karşılaşıyor. Destekçi bulamadıkları gibi hayatın dezavantajları da kadınlarımızın peşini bırakmıyor. Kadınlar genellikle ailevi sorumlulukları ve iş hayatı arasındaki dengeyi kurmakta da zorluk yaşıyorlar. Toplumun onlara dayattığı rollerin getirdiği aile içindeki bakım ve ev işleri gibi rollerle de özdeşleştirildiği için, kariyerlerine odaklanmaları engellenebiliyor. Bu durum, kadınların girişimcilik yolculuklarında karşılaştıkları en büyük zorluklardan biridir. Ailenin getirdiği yüklere rağmen bir şekilde iş dünyasına atılabilen kadınları, iş dünyasının getirdiği yükler de bırakmıyor. Kadınlar, genellikle yönetici pozisyonlarına gelmeden önce, erkeklere kıyasla daha fazla engelle karşılaşıyorlar; bazen bu engeller, erkeklerin daha doğal bir şekilde yükselmesine olanak sağlayan iş dünyasındaki 'cam tavan' etkisinden kaynaklanıyor.
Yönetici pozisyonlarına yükselmeyi başaran kadınlar da, erkek liderlerin gösterdiği başarıya kıyasla daha fazla sorgulanmakta ve başarıları sıklıkla küçümsenerek cinsiyetlerinden dolayı mobbing'e uğramalarına neden oluyor. Kadınların girişimcilik ve liderlik alanında daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için atılması gereken adımlar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemlidir. Çünkü kadını güçlü olan toplumlar güçlü ve aydın toplumlardır. Kadını güçlü tutarak aydın bir toplum olabilmek için de toplumsal bazı değişiklikler yapılması gerekir. Bu konuda yapılacak değişiklikler, sadece kadınların haklarını savunmak değil, aynı zamanda iş dünyasının daha yaratıcı, sürdürülebilir ve yenilikçi bir yapıya bürünmesini sağlayacaktır. Uzun lafın kısası kadınların girişimcilik ve liderlik alanında daha fazla yer alması, sadece toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için değil, aynı zamanda iş dünyasında daha verimli, yaratıcı ve sürdürülebilir bir ortam yaratmak için de kritik bir adımdır. Kadınların iş dünyasında daha güçlü bir yer edinmesi, sadece kadınların değil, tüm toplumun geleceği için önemlidir.
