NAZİ DOKTOR TÜRKİYE’YE GETİRİLDİ Mİ?
Gürsoy’un “Atatürk’ün Katilleri ve O Doktor” adlı kitabında ortaya koyduğu bilgiler, Atatürk’ün ölümünde sistematik bir zehirleme ihtimalini öne çıkarıyor. Kitapta, Dr. Hans Eppinger’in dönemin Türkiye Sağlık Müsteşarı Dr. Asım Arar ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Türkiye’ye getirildiği, ardından Atatürk’ün tedavisiyle ilgilendiği iddia ediliyor. Bu sürecin doğal bir tedavi olmadığına, Atatürk’e cıvalı ilaçlar verilerek ölüm sürecinin hızlandırıldığına dair güçlü bulgulara yer veriliyor.
Gürsoy, Milliyet gazetesine verdiği röportajda, “Dr. Eppinger, Atatürk’ün odasına tek başına girip ona sürekli cıvalı ilaç enjekte etti. Bu durum hem Atatürk’ün doğal yoldan ölmediğine dair şüphe uyandırıyor hem de zehirlenme ihtimalini güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.
CIVALI İLAÇLAR VE ŞÜPHELİ ENJEKTÖRLER
Atatürk’e verilen cıvalı ilaçlar ve kullanılan enjektörlerin de detaylandırıldığı kitapta, bu durumun gizli bir planın parçası olduğu belirtiliyor. Gürsoy, “Atatürk’ün tedavisi sırasında kullanılan yöntemler kocakarı ilaçlarıyla dolu bir tedavi sürecine benziyor. İngiltere ve Macaristan’dan özel olarak gönderilen tarifler, Atatürk’e uygulandı. Bu tedavi yöntemleri arasında, kimliği gizemli bir İngiliz kadınının gönderdikleri de bulunuyor. Bu gizemli tedavi süreci başlı başına bir karartma çabasıydı” diyerek durumun şaibeli yanlarını açığa çıkardığını belirtti.
HİTLER’DEN GELEN FİLM, YABANCI DOKTOR VE ATATÜRK’ÜN SON GÜNLERİ
Gürsoy’un çalışmasında ayrıca Hitler’in Atatürk’e özel bir film gönderdiği, hatta Florya Köşkü’ne gelen bir başka yabancı doktorun kimliğinin de şimdiye dek gizli kaldığı bilgileri yer alıyor. Bu belgelere göre, Florya’ya gelen doktor Nazi Almanyası ile yakın bağlantılara sahipti ve tedavi sürecinde de aktif rol oynadı. Atatürk’ün dişçisi ve onun İsrail’in ilk cumhurbaşkanı olacak Haim Waizman ile bağlantısı da dikkat çeken bir diğer detay.
TARİHİN KARANLIK DOKTORU: DR. HANS EPPINGER
Atatürk’ü zehirlediği iddia edilen Dr. Eppinger, Nazi Almanyası’nın en kanlı deneylerine imza atan bir doktor olarak biliniyor. 1933-1944 yılları arasında Nazi kamplarında sayısız deney yaparak ölümcül tedavi yöntemleriyle ün salan Eppinger, Romanya Kraliçesi Marie, Yunan Başbakanı Metaksas ve Bulgar Kralı Boris gibi liderlerin de ölüm sürecine tanıklık etti. Gürsoy’un kitabında, “Atatürk’ün odasına tek başına girip cıvalı ilaç enjekte etmesi şüphe doğuruyor. Bu adam hastalarının yüzüne tükürerek adeta onları aşağılamayı görev sayıyordu” ifadelerine yer veriliyor.
Dr. Eppinger’in savaş sonrası Nazi suçlarından yargılanacağı sırada intihar etmesi ise bu karanlık hikâyenin en dikkat çeken detayı. Gürsoy, “Atatürk’ün ölümü bir rastlantı değil, büyük bir komplonun parçası” diyerek, bu suikast senaryosunun Türkiye ve dünya tarihini nasıl etkileyebileceğini vurguluyor.
KAYIP TARİHİN İPUÇLARI
“Atatürk’ün Katilleri ve O Doktor” adlı eser, yüzlerce belge ve onlarca bilinmeyen bilgiyle Atatürk’ün ölüm sürecine dair farklı bir perspektif sunuyor. Kitap, Gürsoy’un belirttiği üzere; Türkiye’nin siyasi ve askeri dengelerini değiştirebilecek ipuçları barındırıyor. Gizemli bir suikast, şaibeli bir tedavi süreci ve Nazi Almanyası’nın gizli elleri... Atatürk’ün ölümü, basit bir hastalık süreci değil, tarihin perde arkasında saklanan kan dondurucu bir gizem olarak yeniden gündeme geliyor.